🫎 Araf Suresi 103 155 Ayet Meali

Artıko tek bir haykırıştır. 1 O zaman neyin ne olduğunu görecekler. 1- Uyulması zorunlu bir sesleniş. İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar. (19,20) Artık o zorlu bir haykırıştan ibarettir. 1) (1) Bu harfler ile ilgili olarak Bakara sûresinin ilk âyetinin dipnotuna bakınız. 2. Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü'minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. (2) Arâf155. Arâf Suresi 155. Ayet Meali Önceki | Sonraki Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor. KuranMeali; Tecvid Dersleri; Hadis. Arapça Türkçe Hadisler; Sahihi Buhari Buhari Hadisleri; Sahihi Müslim Hadisleri; Riyazus Salihin Arapça Türkçe Hadisler; Hadis Arapça Türkçe; Muvatta İmam Malik Hadisleri; Rezin Hadisleri Arapça Türkçe; Hadis Usulü; Kitap Oku. Peygamberler Tarihi İ.Yiğit; Hz. Peygamberin Hayatı Mevdudi Arâf Süresi 155. Ayet Tefsiri. 155: Mûsâ halkı arasından temsilci olarak yetmiş kişi seçip, tâyin buyurduğumuz vakitte dağa geldi. (Ama oraya gelince bunlar Allah’ı görmek istediler; Allah’ı görmedikçe inanmayacaklarını söylediler.) Bunun üzerine onları şiddetli bir Maidesuresi meali, tefsiri, Ayetlerin ayetler ile açıklandığı fıtrat kitabı Kur'an- ı Kerim meali - Süleymaniye Vakfı bundan sonraki ayetler ve Haşr Suresinin ilk ayetleri ile birlikte okursak, Yunus 10/103, Rum 30/47, Mümin 40/51, Muhammed 47/7, "O vefalı kullarının canını korur; kötülerin elinden onları ArafSuresi / 103.ayet. Meal; Arapça; Kelimeler; Abdullah-Ahmet Akgün Meali: Sonra bunların (peygamberlerin) ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve önde gelen çevresine gönderdik; onlar ise ona (ayetlerimize ve elçimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak (ve anlat Dileseydinonları da beni de bundan önce helâk ederdin. Şimdi içimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helâk mı edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın” dedi. ArafSuresi 10. Ayet Meali. 103.Sümme beasna mim ba'dihim musa bi ayatina ila fir'avne ve meleihı fe zalemu biha fenzur keyfe kane akıbetül müfsidın Araf Suresi (Arapça: سورة الاعراف), Kur’an-ı Kerim’in Mekki surelerinden olup, nüzul sırasına göre otuz dokuzuncu, resmi sıralamaya göreyse yedinci suredir.A'raf, "yüksek yerler" anlamına gelir. 46. ve 48. ayetlerde, cennet ile cehennem arasındaki yüksek bir tepeden ve o tepede bulunan insanlardan söz edildiği için sureye bu ad verilmiştir. KuranMeali ve Tefsiri başlıklı konumuzu Dersimiz İslam, Kuran'da yer alan dua, ayet ve sureleri bulabilir, Peygamber ve Evliyaların hayatları Nihayetgebeliği ağırlaşınca, her ikisi Rableri Allah'a şöyle dua ettiler; “-Eğer bize salih bir çocuk (teşekkülü tam olarak) verirsen yemin ederiz ki, şükreden kimselerden olacağız. Bahaeddin Sağlam Meali. O Alladır ki; sizi tek bir nefisten yarattı. Onunla sükûnete ersin diye, eşini de onun cinsinden yarattı. N79fa. ❬ Önceki Sonraki ❭ ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِم مُّوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِۦ فَظَلَمُوا۟ بِهَا ۖ فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidînmufsidîne. Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları mucizeleri inkâr ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları mucizeleri inkâr ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu. Diyanet Vakfı Sonra onların ardından Musa´yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu! Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Sonra onların arkasından Musa´yı ayetlerimizle, Firavun ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o ayetlere karşı çıkarak zulmettiler. Artık bir bak o bozguncuların sonu ne oldu? Elmalılı Hamdi Yazır Sonra onların arkasından Musa´yı mucizelerimizle Firavun´a ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler. Ettiler de bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu! Ali Fikri Yavuz Sonra onların arkasından mûcizelerimizle Mûsa’yı Firavun’a ve topluluğuna gönderdik. Sonra o mûcizeleri inkâr edip kendilerine zulmettiler. Bak ki, o fesad çıkaranların âkıbeti nasıl oldu? Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Sonra onların arkasından âyetlerimizle Musâyı Fir´avne ve cem´iyyetine gönderdik, tuttular, o âyetlere zulm ettiler, ettiler de bak o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu? Fizilal-il Kuran Sonra bu peygamberlerin arkasından Musa´yı ayetlerimiz ile Firavun´a ve yakın adamlarına gönderdik, fakat onlar ayetlerimize karşı zalimce bir tutum takındılar. Gör bakalım, bozguncuların sonu nice oldu? Hasan Basri Çantay Sonra onların o peygamberlerin ardından Musâyi âyetlerimizle Fir´avne ve onun cem´iyyetine peygamber olarak gönderdik de o âyetlere zulm etdiler. Bak ki fesâdcıların sonu nice oldu! İbni Kesir Sonra onların ardından Musa´yı ayetlerimizle Firavun´a ve erkanına gönderdik. Onlar buna karşı haksızlık ettiler. Bir bak ki; fesadçıların sonu nice oldu? Ömer Nasuhi Bilmen Sonra onları müteakip, Mûsa´yı âyetlerimizle Fir´avun´a ve onun kavminin büyüklerine peygamber gönderdik. O âyetlere zulmettiler. Artık bak ki, o müfsidlerin akibeti nasıl oldu? Tefhim-ul Kuran Sonra bunların peygamberlerin ardından Musa´yı ayetlerimizle Firavun´a ve önde gelen çevresine gönderdik. Onlar ona ayetlerimize haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak. ❬ Önceki Sonraki ❭ ثُمَّ بَعَثْنَا مِنۢ بَعْدِهِم مُّوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِۦ فَظَلَمُوا۟ بِهَا ۖ فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُفْسِدِينَ ❬ Önceki Sonraki ❭ وَٱخْتَارَ مُوسَىٰ قَوْمَهُۥ سَبْعِينَ رَجُلًا لِّمِيقَٰتِنَا ۖ فَلَمَّآ أَخَذَتْهُمُ ٱلرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُم مِّن قَبْلُ وَإِيَّٰىَ ۖ أَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ ٱلسُّفَهَآءُ مِنَّآ ۖ إِنْ هِىَ إِلَّا فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَن تَشَآءُ وَتَهْدِى مَن تَشَآءُ ۖ أَنتَ وَلِيُّنَا فَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَا ۖ وَأَنتَ خَيْرُ ٱلْغَٰفِرِينَ Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Bir de Musâ kavminden mikatımız için yetmiş er seçmişti, vaktâ ki bunları o sarsıntı yakaladı, rabbım, dedi dilese idin bunları ve beni daha evvel helâk ederdin, şimdi bizi içimizden o süfehanın ettikleriyle helâk mi edeceksin? O sırf senin fitnen, sen bununla dilediğini dalâlete bırakır, dilediğine hidayet kılarsın, sen bizim velimizsin, artık bize mağfiret buyur, merhamet buyur, sen ki hayrülgafirînsin Meal Ayet Arapça ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ مُوسٰى بِاٰيَاتِنَٓا اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ فَظَلَمُوا بِهَاۚ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِد۪ينَ Türkçe Okunuşu * Śumme be’aśnâ min ba’dihim mûsâ bi-âyâtinâ ilâ fir’avne vemele-ihi fezalemû bihâs fenzur keyfe kâne âkibetu-lmufsidîne 1. Ömer Çelik Meali Sonra adı geçen peygamberlerin ardından Mûsâ’yı mûcizele­rimizle Firavun’a ve onun önde gelen yöneticilerine gönderdik; fakat onlar da diğerleri gibi, emrimizi tutmayıp âyetlerimize karşı zâlimce bir tutum sergilediler. Bir defa daha gör ki, o bozguncuların sonları nasıl oldu! 2. Diyanet Vakfı Meali Sonra onların ardından Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu! 3. Diyanet İşleri Eski Meali Sonra peygamberlerin ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun ve erkanına gönderdik. Ayetlerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları mucizeleri inkâr ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu. 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sonra onların arkasından Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler. Ettiler de bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu! 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali Sonra onların arkasından âyetlerimizle Musâyı Fir'avne ve cem'iyyetine gönderdik, tuttular, o âyetlere zulm ettiler, ettiler de bak o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu? 7. Hasan Basri Çantay Meali Sonra onların o peygamberlerin ardından Musâyi âyetlerimizle Fir'avne ve onun cem'iyyetine peygamber olarak gönderdik de o âyetlere zulm etdiler. Bak ki fesâdcıların sonu nice oldu! 8. Hayrat Neşriyat Meali Sonra onların ardından Mûsâ'yı mu'cizelerimizle Fir'avun'a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik de onlara o mu'cizelere olan inkârlarıyla nefislerine zulmettiler. Fakat bak fesad çıkaranların âkıbeti nasıl oldu! 9. Ali Fikri Yavuz Meali Sonra onların arkasından mûcizelerimizle Mûsa'yı Firavun'a ve topluluğuna gönderdik. Sonra o mûcizeleri inkâr edip kendilerine zulmettiler. Bak ki, o fesad çıkaranların âkıbeti nasıl oldu? 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Sonra onları müteakip, Mûsa'yı âyetlerimizle Fir'avun'a ve onun kavminin büyüklerine peygamber gönderdik. O âyetlere zulmettiler. Artık bak ki, o müfsidlerin akibeti nasıl oldu? 11. Ümit Şimşek Meali Onların arkasından, Musa'yı âyetlerimizle birlikte Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar da âyetlerimize haksızlık ettiler. Sonra bak, o bozguncuların sonu ne oldu? 12. Yusuf Ali English Meali Then after them We sent Moses with Our signs to Pharaoh and his chiefs, but they wrongfully rejected them So see what was the end of those who made mischief. Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 103. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. ❬ Önceki Sonraki ❭ وَلَمَّا جَآءَ مُوسَىٰ لِمِيقَٰتِنَا وَكَلَّمَهُۥ رَبُّهُۥ قَالَ رَبِّ أَرِنِىٓ أَنظُرْ إِلَيْكَ ۚ قَالَ لَن تَرَىٰنِى وَلَٰكِنِ ٱنظُرْ إِلَى ٱلْجَبَلِ فَإِنِ ٱسْتَقَرَّ مَكَانَهُۥ فَسَوْفَ تَرَىٰنِى ۚ فَلَمَّا تَجَلَّىٰ رَبُّهُۥ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُۥ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَىٰ صَعِقًا ۚ فَلَمَّآ أَفَاقَ قَالَ سُبْحَٰنَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلْمُؤْمِنِينَ Ve lemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehu rabbuhu kâle rabbi erinî enzur ileykileyke, kâle len terânî ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarre mekânehu fe sevfe terânî fe lemmâ tecellâ rabbuhu lil cebeli cealehu dekkan ve harra mûsâ saıkan, fe lemmâ efaka kâle subhâneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu’minînmu’minîne. Mûsâ, belirlediğimiz yere Tûr’a gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana kendini göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni dünyada katiyen göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı Mûsâ, belirlediğimiz yere Tûr’a gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana kendini göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni dünyada katiyen göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi. Diyanet Vakfı Musa tayin ettiğimiz vakitte Tûr´a gelip de Rabbi onunla konuşunca Rabbim! Bana kendini göster; seni göreyim!» dedi. Rabbi Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Musa tayin ettiğimiz özel vakitte gelip Rabbi O´na kelamiyle iltifatta bulununca Ey Rabbim, göster bana kendini, Sana bakayım.» dedi. O da buyurdu ki Beni katiyyen göremezsin, ancak dağa bak, eğer yerinde durursa demek beni görebileceksin» Derken Rabbi dağa tecelli buyurunca onu un ufra toz duman ediverdi. Musa da baygın düştü. Ayılınca Münezzehsin, Sana tevbe ile döndüm ve ben mü´minlerin ilkiyim.» dedi. Elmalılı Hamdi Yazır Ne zaman ki, Musa, mikatımıza geldi, Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu. Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana». dedi. Rabbi ona buyurdu ki; Beni katiyyen göremezsin ve lâkin dağa bak, eğer o yerinde durabilirse, sonra sen de beni göreceksin». Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygın düştü. Ayılıp kendine gelince, Sen sübhansın», tevbe ettim, sana döndüm ve ben inananların ilkiyim,» dedi. Ali Fikri Yavuz Mûsa, kendisiyle konuşacağımızı vâdettiğimiz vakitte gelince, Rabbi ona kelâmını vasıtasız olarak söyledi. Mûsa şöyle dedi “- Rabbim! Cemâlini bana göster, sana bakayım.” Allah “-Beni hiç bir zaman göremezsin, fakat şu dağa bak. Eğer o, yerinde durursa sen de beni görürsün.” buyurdu. Nihayet Rabbi, o dağa tecelli edince, onu yer ile bir etti. Mûsa da bayılarak yere düştü. Sonra ayılınca şöyle dedi “- Allah’ım! Seni tenzih ederim. Dünyada seni görmeyi istemekten tevbe ettim ve ben, mü’minlerin buna inananların ilkiyim.” Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Vaktâki Musâ mikatımıza geldi, ve rabbı onu kelâmiyle taltıyf buyurdu, ya rab! dedi göster bana bakayım sana, buyurdu ki beni kat´ıyyen göremezsin ve lâkin dağa bak eğer yerinde durursa demek beni göreceksin, derken rabbi dağa bir tecelli buyurunca onu un ufrâ ediverdi, Musâ da baygın düştü, sonra vaktâki ayıldı sübhansın, dedi sana tevbe ile döndüm ve ben mü´minlerin evveliyim Fizilal-il Kuran Musa, tayin ettiğimiz vakitte gelip Rabb’i onunla konuştuktan sonra “Rabbim, bana kendini göster, sana bakayım” dedi. Allah “Sen beni göremeyeceksin, ama dağa bak, eğer o yerinde kalırsa sen de beni görürsün” buyurdu. Rabbi dağa teveccüh edince onu yerle bir etti ve Musa baygın düştü; ayılınca “Ya Rabbi, münezzehsin, sana tevbe ettim, ben iman edenlerin ilkiyim” dedi. Hasan Basri Çantay Vaktaki Musa ibâdeti için ta´yin etdiğimiz vakıtda geldi, Rabbi ona ilâhî sözünü söyledi. Musa dedi ki Rabbim, cemâlini göster bana, ne olur seni göreyim». Buyurdu Beni kat´iyyen göremezsin. Fakat şu dağa bak. Eğer o, yerinde durabilirse sen de beni görürsün». Derken Rabbi o dağa tecellî edince onu param parça ediverdi. Musa da baygın yere düşdü. Ayılınca dedi ki Seni tenzih ederim. Tevbe etdim Sana. Ben îman edenlerin ilkiyim». İbni Kesir Musa ta´yin ettiğimiz vakitte gelince ve Rabbı onunla konuşunca; dedi ki Rabbım; bana, kendini göster. Sana bakayım. Buyurdu ki Beni kat´iyyen göremezsin. Ama dağa bak; eğer o yerinde kalırsa, sen de Beni görürsün. Rabbı dağa tecelli edince; onu paramparça etti ve Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki Tenzih ederim Seni, Sana tevbe ettim ve ben, mü´minlerin ilkiyim. Ömer Nasuhi Bilmen Vaktâ ki, Mûsa bizim tayin ettiğimiz vakte geldi ve O´na Rabbi tekellümde bulundu. Dedi ki Ya Rab! Bana zâtını göster, Sana bakayım. Cenâb-ı Hak da Buyurdu ki Sen Beni katiyyen göremezsin. Fakat dağa bir nazar et, eğer yerinde durabilirse sen de Beni görebilirsin.» Hemen Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Mûsa da baygın bir halde düşüp kaldı. Vaktâ ki ayıldı, dedi ki Seni tenzih ederim, Sana tövbe ettim ve ben imân edenlerin ilkiyim.» Tefhim-ul Kuran Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi de onunla konuşunca Rabbim, bana göster, Seni göreyim» dedi. Allah Beni asla göremezsin. Ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de beni göreceksin.» Rabbi dağa tecelli edince, onu param parça etti, Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde Sen ne yücesin Rabbim . Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim» dedi.

araf suresi 103 155 ayet meali