🦡 Kadının Birden Fazla Erkekle Evlenmesi Bulmaca

Allah’a hamd olsun. Hamd, yalnızca Allah'adır. Birincisi: Kadın, dünyada kendisiyle birlikte iken (onun nikahında iken) ahlâk yönünden en güzel olan kocasıyla birlikte olur. İkincisi: Kadından, dünyadaki kocaları arasından birisini seçmesi istenir. Üçüncüsü: Kadın, nikahında iken öldüğü son kocasının eşi olur. Bu göreilk aile cinsel ilişkilere dayanan bir aile tipidir.***** bundan evrim yoluyla bir kadının aynı anda birden fazla erkekle evlenmesi olan poliandry oluşmuştur. bunu takiben bir erkeğin yine aynı anda birden fazla kadınla evlenmesi olan polijini, son aşamada ise bir erkeğin bir kadınla evlenmesi, monogomy sistemi oluşmuştur. Müslüman bir kadının gayrı müslim bir erkekle evlenmesi haramdır. Erkek Müslümanlığı kabul etmedikçe yapılacak nikâh sahih değildir. Sinirliyken karısını boşayanın durumu nedir? Erkeklerin birden fazla -en fazla dört- kadınla evlenmesine izin veren çok eşlilik Afganistan, Pakistan ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bazı diğer ülkelerde halen yasal sayılıyor. İslâm’a göre zina kesin olarak haramdır; şu halde zinaya giden yolları kapatmak gerekir. Erkeğin güçlü ve yeterli, kadının ise zayıf ve isteksiz olması veya doğurgan olmaması halinde, savaş vb. sebeplerle erkeklerin azalması ve kadınların çoğalması gibi durumlarda, erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi zaruri olabilir. Erkeknüfusunun kadın nüfusuna nazaran fazla kalabilmesi bir varsayım değildir. Çünkü değişen dünya şartlarında günün birinde iki cins arasındaki sayısal değişiklik kadınların azalması yönünde gerçekleşebilir. Bu durumda, bir kadın birden fazla erkekle evlenebilir fetvası ne Kur’an’da, ne de hadislerde yoktur. Müslüman kadının Hıristiyan erkekle evlenmesi, (aradaki fark edemedikleri büyük farktan dolayı) caiz olmaz. İsterseniz konuyu baştan inceleyelim. Aslında esas olan, Müslüman erkeğin de kendisi gibi Müslüman bir hanımla evlenmesidir. Aile ancak aynı inanca sahip eşlerle huzur bulur, inanmış nesil ancak böyle ortak inanç [1] Bkz. İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 360. [2] Bkz. el-Ahzâb, 37. [3] Bkz. en-Nisâ, 3. [4] Elmalılı Muhammed Hamdi Efendi bu hususu şöyle açıklar: Birden fazla kadınla evlenmeye gelince: Bunun esas itibârıyla yalnız bir müsâade ve mübah kılmak olduğunda ve haksızlık etme endişesi bulunduğu takdirde mekruh olduğu husûsunda söylenecek bir söz yoktur. Dünyanın çeşitli yerlerindeki okur yazarlık öncesindeki az sayıda uygarlıkta, bir kadının birden çok erkekle evlendiği çok kocalık(poliandri) uygulanmıştır. Çok karılığa Dul bayan, iddet bekleme süresini aşmış olmalıdır. İddet esnasında nikâh kıyılamaz. 2. Erkeğin evliliği için veli izni şart değildir. 3. Dul bayan için veli izni gerekir. 4. Nikâhta veli izni demek yapılacak olan nikâhın denetlenmesi demektir. Buna göre dul bayanla evlenebilmeniz için önce onun velisinin/ailesinin izni 136) Bekar Bir Erkeğin Dul Bir Kadınla Evlenmesi Caiz midir?/Birfetva - Nureddin YILDIZ izleyin - Sosyal Doku Vakfı Dailymotion'da Örneğin bir toplumda bir kadının birden çok erkekle evlenmesi normlara uygun olabilir, tam tersi bir erkeğin birden çok kadınla evliliği normal karşılanabilir. Ya da ülkemizdeki gibi tek eşli heteroseksüel evlilikler doğal karşılanırken, eşcinsel evlilikler, devlet tarafından sapkınlık olarak görülür ve yasaktır. 05u4. Bu bulmacanın çözümü 9 harftir ve P A harfi ile başlar Aşağıda, Bir Kadının Birden Çok Erkekle Evlenebildiği Özel Bir Tür Çok Eşlilik için doğru cevabı bulacaksınız, eğer bulmaca'ü bitirmek için daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa navigasyonunuza devam edin ve Arama fonksiyonumuzu deneyin. cevabı biliyor musun? diğer bulmacar Poliandri Kadının birden fazla erkekle evlenebildiği düzen benzer bulmaca Kadının birden fazla erkekle evlenebildiği düzen İslam hukukunda kocası tarafından kesin biçimde boşanan kadının eski kocasıyla yeniden evlenmesini olanaklı kılmak için başka bir erkekle evlenip boşanması Birden çok kişiyle evlenebilme, çok eşlilik Afrika kökenli bir erkekle kızılderili kökenli bir kadından doğma çocuklara verilen isim Yunan mitolojisinde,koşuda kendisini geçen erkekle evlenen avcı kız Canlılarda erkekle dişi arasındaki biyolojik ayrım Çok eşlilik Tek eşlilik Çok eşlilik Tek eşlilik Hayat boyu tek bir eşle yaşama durumu, tek eşlilik Özel olarak, kişiye özel Argoda karısının veya bir kadının ihanetine uğramış erkek Bir kadının fiilen yaşadığı hamilelik sayısı Bir kadının portresi”, “gözleri tamamen kapalı”, “bütün hayatım”, “moulin r nicola Evlenecek olan kadının törende giydiği kıyafet Kadının üstün olduğu toplum düzeni Gebelik dönemindeki kadının canının yemek istemesi Eski hukukta kocasından boşanan bir kadının, yine eski kocasıyla evlenebilm Evli bir kadının günlüğünden”, “üç kadın”, “kurtlar” gibi romanlarıyla tanı peride Son Bulmacalar Renkleri siyah beyaz olan bir futbol kulübü Bir eseri seslendiren kişi türkücü Trabzonun, köftesiyle meşhur olan ilçesi Beşeriyetçilik de denen felsefi düşünce Halinden mutsuz insanın çıkardığı anlamsız ses 2017de çekilen, şener şenin oynadığı son film Bir mimar sinan eseri muğlada bir tatil beldesi Hakkarinin sınır komşusu olduğu ülkeler RE Niçin kadının birden fazla erkekle evlenme hakkı yoktur? Kategori ISLAM HUKUKU - - Soru Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesine İslâm dininde neden izin verilmiştir? Cevap Çok eşlilik teorik olarak ya karının veya kocanın birden fazla olması ile gerçekleşir. Ancak bir ailede karının tek, kocanın birden fazla olması uygulaması tarih boyunca çok nadir olmuş ve ilâhî dinlerin hiç birinde meşru görülmemiştir. Kocanın tek, karılarının birden fazla olması ise hem tarihte daha çok görülmüştür. İslam'ın geldiği coğrafyada sınırsız olarak çok karılı aileler vardı; hem de dinler tarafından, bazı kayıtlar ve sınırlarla onaylanmıştır. Kur'an-ı Kerim'in, birden fazla kadınla evlenmenin meşruiyetine, doğrudan buna yönelik bir ifade ile değil, bir başka münasebetle yetimlerin hakkını korumaktan söz ederken temas etmiş olması düşündürücüdür. Şöyle buyuruluyor "Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin; çünkü bu büyük bir günahtır. Yetimlerin hakkına riâyet edememekten korkarsanız bunların yakasını bırakın da beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın; haksızlık etmekten korkarsanız bir tane kadın veya mülkiyetinizde bulunan cariye ile yetinin; bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olandır Nisa 4/2-3. İnsanoğlunun dünya hayatında mutluluğu bulabilmesi ve yaratılış amacını gerçekleştirmesinin maddi şartlar içinden ikisinin önceliği vardır a Aile ve cemiyet içinde sağlıklı, dengeli ve düzenli "karşılıklı ilişkiler", b Adil ve makul bir "insan-servet ilişkisi". Nisa suresinin ikinci âyetinden altıncı âyetin sonuna kadar -birinci âyette önemle tavsiye edilen aile ve akrabalık bağlarına riâyetin tabiî sonuçları olarak- geniş ailede yetimlerin haklarından söz edilmiş, velisi ile yetim arasındaki şahsî ve malî tasarruf ilişkisi kaidelere bağlanmıştır. Aradaki iki âyette evlilik ve mehir konularına temas edilmiştir; ancak bu temas, yetimlerin hukuku ile ilgili kaideler koyma ve tavsiyelerde bulunma iradesinden doğduğu için "dolaylı" olmuştur. Yani meşhur teaddüd-i zevcat birden fazla kadınla evlenme izni doğrudan hüküm konusu olmamış, yetimlerin haklarını korumak için bir araç olarak "dolaylı yoldan" zikredilmiştir. Âyetin dolayısıyle temas ettiği birden fazla kadınla evlenme imkân ve âdeti, İslâmın geldiği çağdan çok öncelere kadar uzanmaktadır. İslâm öncesi çağlarda Mısır, Hindistan, Çin ve İran'da, eski Yunan ve Roma toplumlarında, yahûdîlerde ve araplarda ya nikahlamak, yahut da evde veya evin dışında bir yerde dost tutmak suretiyle erkekler, birden fazla kadınla evlilik yapıyorlar veya evliliğe benzer ilişkiler yaşıyorlardı. Bu çağlarda birden fazla kadınla evlenmenin birden fazla sebebi mevcuttu. İslâmın geldiği bölgede özellikle köylerde ve dağ başlarında yaşayan bedevilerin çok kadınla evlenmelerinin baş sebebi, hem korunma, hem de çevresi üzerinde hâkimiyet sağlamanın güçlü ve muharip nüfusa ihtiyaç göstermesidir. Diğer sebepler arasında kırsal hayatın güçlüğü ve birçok emekçiyi gerekli kılması, kabileler arasında sürüp giden savaşların, yağma, baskın ve talan hareketlerinin çok sayıda erkek ölümüne sebep olması, bunun sonucu olarak da kadın-erkek arasındaki sayıca eşitlik dengesinin erkek aleyhine bozulmasıdır. Şu halde İslâm bunu teaddüd-i zevcat, poligamiyi getirmemiş, mevcut uygulamayı belli şartlara ve hukuka bağlayarak devam ettirmiştir. Devam ettirirken de iki durumu birbirinden ayırmış gibidir aHenüz evlenmemiş olanlara -bu âyette- bir kadınla yetinmelerini tavsiye etmiş, birden fazla kadınla evli olanlar için adalete riâyet edememe tehlikesinin bulunduğunu, bundan uzak kalmanın en uygun yolunun ise bir kadınla evlenmek olduğunu dile getirmiştir. b 129. âyette ise birden fazla kadınla fiilen evli olanlara hitap etmiş, birden fazla kadın arasında adalete tam riâyetin mümkün olmadığını bir kere daha hatırlattıktan sonra hiç olmazsa adaletsizlikte, farklı ilgi ve muamelede ölçünün kaçırılmamasını istemiştir. 129. âyette şöyle buyurulmaktadır "Ne kadar üzerine düşseniz de kadınlar arasında adil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birine tamamen kapılıp da diğerini askıda imiş gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah'a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, engin rahmet sahibidir." Burada ne kadar istense, üzerine düşülse, gayret edilse de birden fazla eş arasında adil davranmanın mümkün olmadığı açık ve kesin bir ifade ile dile getirilmiştir. Bu gerçeklik karşısında beklenirdi ki Allah Teâlâ birden fazla kadınla evlenmeyi yasaklasın; ancak O, zaruretleri, mübrem ihtiyaçlar, fevkalade halleri bildiği için bunu yasaklamadı, kulların uygulamada zorlanacakları bir yasak hükmü yerine ikili bir tavsiye ile yetindi a Tek hanımla evli olanlar -aksine bir zaruret bulunmadıkça bununla yetinmelidirler; çünkü birden fazla kadınla evlenmeleri halinde haksızlıklar olacak ve bundan dolayı günaha girebileceklerdir. b Fiilen birden fazla kadınla evli bulunan erkekler ise gönül ilişkisi, sevgi ve bağlılık gibi insanın elinde olmayan durumlar ve farklılıklar dışında, objektif, ölçülebilir, maddî konularda kadınlarına eşit davranacak, biri ile evlilik hayatın fiilen yaşarken diğerini askıda yalnız, ilgi ve ilişkiden dışlanmış, ihtiyaç içinde veya maddî bakımdan diğerlerinden aşağı durumda bırakmayacaklardır. İslâmın tek veya çok eşlilik konusundaki bu tavrı, resmen bir kadınla evlenmeyi âdet edinmiş ve kanunlaştırmış başka kültür ve din mensupları tarafından ele alınmış, şu itirazlar ve tenkitler ileri sürülmüştür a Bir kadının üzerine bir başka kadınla evlilik yapıldığında eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve şefkatin yerini nefret, kıskançlık, kin ve intikam duyguları alır. Bu duyguların etkisi altında kalan kadın aile içi vazifelerini ihmal eder, kocasından intikam almaya kalkışır, bunun için israftan kocasını aldatmaya kadar birçok olumsuz davranışlara sapabilir. b Tarih boyunca yaşanan tecrübe, kadınla erkeğin yaklaşık olarak eşit sayıda olduklarını ortaya koymaktadır; bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi bu tabiî ve fıtrî eşitliği, dengeyi bozmaktadır, tabiî olana aykırıdır. c Birden fazla kadınla evlenmeye izin vermek erkeklerin şehvete ve doyumsuzluğa sevkedilmesi, cinsi tatmine öncelik verilmesi sonuçlarını doğurur. d Evlilikte bir erkeğe karşı dört kadın dengesi, kadının şeref ve haysiyeti bakımından küçük düşürücüdür; İslâm bile şahitlik, miras gibi konularda bir erkeğe karşı iki kadın dengesini getirdiğine göre evlilikte dört kadın dengeyi bozmaktadır. Yabancıların başlattığı, giderek bazı müslümanların da katıldığı bu tenkit ve itirazlara şu cevaplar verilmiştir a İslâm duyguyu dışlamamakla beraber aileyi, duygu temeli üzerine değil, mantık ve fayda temeli üzerine kurmuştur. Bu tercih insanların duygularını öldürmeye değil, ikinci plana itmeye, aklın ve inancın kontrolüne vermeye yöneliktir. Duygular, meyiller ve psikolojik tavırların çoğu telkin ve eğitim ile oluşur ve değişirler; birden fazla kadınla evliliğin yaygın olduğu bir toplumda İslâm kadınının duygular ile tek kadınla evliliğin geçerli olduğu toplumlardaki kadınların -bu konu ile ilgili duygu ve eğilimleri- aynı değildir. Bu olgunun delili, kadın ve erkeğin zinası konusunda İslâm ve Batı toplumları arasındaki farklı anlayış ve tavır alıştır. İslâm kadınlar meşru nikahla evlenmiş kadınlara ve birden fazla kadınla evli erkeklere karşı fazla olumsuz tepki göstermezken, gerek kadının ve gerekse erkeğin karşı cins ile veya hemcinsi ile yaptığı zinaya, fuhşa karşı olumsuz bir tavır takınmakta, bu fiili şiddetle kınamakta, ayıp ve günah saymaktadırlar. Bu sosyo-psikolojik vakanın tabii bir sonucu olarak Batı toplumlarında zinanın her çeşidi daha fazla yaygınlık kazanmış, hatta meşrulaştırılmak üzere kanun teklifleri, hukukî düzenlemeler yapılmıştır. İslâm topluluklarında ikinci eşler, kendi serbest iradeleri ile ikinci eş olmayı istemektedirler, birinci eşler de ortak istememeleri halinde, evlenme akdini yaparken bunu şart olarak ortaya koyma hakkına sahiptirler. Tarihî tecrübe İslâm ailelerinde, birden fazla kadının bulunması halinde israf, intikam zinası, aileye ait vazifelerin ihmali gibi davranışların nadir olduğunu göstermiştir. Kadınların ikinci eşi istememeleri doğumdan gelme fıtrî, tabiî bir kıskançlık duygusu yanında, belki bundan daha etkili olarak sosyal, psikolojik ekonomik ve hukukî amillere bağlı olarak edinilmiş ârızî bir şuur ve irade halinden kaynaklanmaktadır. b Tabiatın kadınla erkeği eşit kıldığı, birden fazla kadınla evlenmeye izin verildiğinde bu eşitliğin bozulacağı iddiası da gerçeğe uymamaktadır. Fizyolojik ve psikolojik olarak evliliğe hazır hale gelme bakımından kadınların önceliği vardır; sıcak bölgelerde kızlar dokuz yaşında bu olgunluğa erişirken erkeklerin onaltı yaşlarını beklemeleri gerekmektedir. Medenî denilen ülkelerde kızların, kanunî evlenme çağına gelinceye kadar bekaretlerini korumaları gittikçe daha zor ve nadir hale gelmektedir, bu da onların evliliğe daha önceden hazır duruma geldiklerinin bir başka delilidir. Buradan hareketle bir hesap yapıldığında şu sonuç çıkacaktır Belli bir yılda onaltı yaşına girmiş bin erkek ve dokuz yaşına girmiş bin kız olsa, kanuni evlenme çağı olan yirmi beş yaşa kadar erkeklerden on nesil, kızlardan ise onbeş nesil biyolojik olarak evlenmeye hazır hale gelmiş olacaklardır, bu takdirde biyolojik büluğ bakımından kızların sayısı -farazi olarak- erkeklerinkinin iki katına da çıkabilecektir; bu vaka, tabiat eliyle sünnetullah gereği bir erkeğe iki kızın hazırlanmasını ifade eder. Kadınların ortalama ölüm yaşlar erkeklerinkinden uzundur, buna karşılık erkeklerin de çocuk sahibi olma yaşları kadınlarınkinden daha uzundur. Bu iki yaş ortalaması fark bir arada düşünüldüğünde ortalama olarak çocuğu olabilecek yüz erkeğe karşı çocuk yapabilecek elli kadın bulunur. Başta savaş olmak üzere ölüm getiren olaylar daha çok erkek ölümü getirmektedir. Bu sebeple bazı büyük savaşların sonunda toplumda, kadınların evlenecek erkek bulamadıkları ve hükümetlerinden iki kadınla evliliğe izin talep ettikleri olmuştur. Kadınlar ile erkeklerin eşit sayıda olduklarından hareketle poligaminin sosyal sıkıntılara yol açacağı iddiası ancak bütün erkeklerin veya çoğunun birden fazla kadınla evlenmesi durumunda düşünülebilir. Halbuki İslâmın ikinci kadınla evlenebilmek için koştuğu şartlar erkelerin çoğunda değil, azında gerçekleşmektedir. Yaşanılan tecrübe de poligaminin uygulandığı yerlerde kadın kıtlığının değil, tek kadınla evlenmenin kanunlaştırıldığı yerlerde bekar erkek kıtlığının yaşandığını ortaya koymuştur. c İslâmın kadınlar için getirdiği edep kuralları ve terbiye tarzı onların cinsi duygu ve güçlerinin -erkeklere nisbetle- daha az gelişmesi ve tahrik edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca tabiatlar icabı yaşadıkları ay hali, gebelik, lohusalık, emzirme gibi haller evlilik hayatlarının üçte birinde onları cinsi hayattan uzak tutmaktadır. Bunlara bir de İslâmın, ümmet sayısının çoğalmasına verdiği önem eklenince gerekli durumlarda bir erkeğin, birden fazla kadınla evlenebilmesinin câiz kılınması kaçınılmaz olmaktadır. İslâm da bunu yapmış, birden fazla kadınla evlenmeyi menetmediği gibi, farz, vacib, müstehab da kılmamıştır. İnsanlar menedildikleri şeye karşı düşkünlük gösterirler. Müslüman erkek fiilen evlenmese bile bir başka kadınla daha evlenme imkânının bulunduğunu bilerek bu "yasaklılık" psikolojisinden kurtulmaktadır. d İslâmın kadına nasıl değer verdiği, onun haklarının korunmasına nasıl itina gösterdiği hem dinî metinlerde, hem de örnek devirlere ait uygulamalarda açıkça görülmektedir. Birden fazla kadınla şartlara bağlı evlenme izninin, kadınların hakları ve değerleri ile olumsuz bir ilgisi yoktur; bu iznin gerekçesi yukarıdaki maddelerde açıklandığı üzere dinî, ictimaî, iktisadî, ahlâkî zaruretlere dayanmaktadır. Uygulamada çok kadınla evli erkeklerin adaletsizliği, kumalar arasındaki geçimsizlik, böyle ailelerde evlerin cehennem çukuruna dönüşmesi, insanlar arasındaki güzel ilişkilerin çirkinleşmesi bir vakadır. Ancak bu çirkinliklerin ve kötülüklerin âmili kanun şeriat değil, onu uygulayan -daha doğrusu uygulamayan- müslümanlardır. Demokrasiyi ele alalım, Batı'da güzel sonuçlar verdiği halde Doğu'da adı mevcut, kendisi mefkuddur yoktur. Birçok yerde demokrasi terkedilmiş, komünizme geçilmiş, bu defa onda insanlık için huzur, adalet ve saadet aranmıştır, ancak uygulama teoriye uymamış, onda da aradığını bulamayanlar yeniden demokrasiye geçer olmuşlardır. Şu halde bir hukukî, ictimaî, siyasî sistem hakkında doğru değerlendirme yapabilmek için sistemin kendisi ile uygulamayı birbirinden ayırmak, birinin kusurunu diğerine yıkmamak gerekmektedir. Beşerî sistemler köklü değişikliklere uğratılarak amaca uygun hale getirilirler. İslâmda köklü değişim söz konusu değildir, onda değişmez kurallar vardır, ancak hangi kural olursa olsun uygulandığında tabiî olmayan bir olumsuz sonuç doğuyorsa uygulamayı durdurma imkan da mevcuttur. Bu cümleden olarak bir cevazdan izinden, serbest bırakmadan ibaret olan çok kadınla evlilik, genellikle kötüye kullanıldığı ve olumsuz sonuçlar doğurduğu takdirde islâmî yönetim tarafından engellenebilir; bu kanunu şeriat değiştirmek mânasına gelmez; bu, tıpkı şartlarını yerine getirememekten korkan ferdin tek kadınla evli kalmayı yeğlemesine benzer. Günümüzde bizde ve bize benzer toplumlarda tek kadınla evlilik örf ve âdet haline geldiği için bir kimsenin karısına kuma alması, birinci kadını, ondan olma çocukları ve çevresini, başka çağ ve toplumlarda olandan daha ziyade etkilemekte, üzmekte, perişan etmektedir. Bir müminin, insanlar bu kadar üzüntüye sokacak bir davranışta bulunabilmesi için zevkten başka sebepleri olmalıdır. - KAYNAK Bir kadının birkaç erkekle evli olması durumuna Çok Eşlilik Poligami denir. Poligami nedir? Toplumumuzda genelde "bir erkeğin birden fazla kadınla evli olması" biçiminde algılanan, İslam'daki polijini hadisesi ile karıştırılan poligami olgusunun Türkçe'sidir. Poligami çok eşle evlilik bir erkeğin birden çok kadınla ya da bir kadının birden çok eşle aynı anda evli olmasıdır. Poligami ikiye ayrılır • Poliandri çok erkekle evlilik Bir kadının aynı anda birden çok erkekle evli olması durumudur. Dünyada yaygın olarak görülmeyen bu evlilik türüne kadınların genel nüfus içindeki oranının az olması durumunda başvurulmuştur. • Polijini çok kadınla evlilik Bir erkeğin aynı anda birden çok kadınla evli olması durumudur. Ataerkil ve babalık ailesinin etkili olduğu toplumlarda ağırlıklı olarak görülür. Özellikle erkeğin ekonomik gücü yerindeyse, bu tür evliliğe yönelmiştir. Bu soru codycross bulmaca uygulamasında sorulmaktadır. "Kadının birden fazla erkekle evlenebildiği düzen" bulmacalarda sıklıkla karşılaşabileceğiniz bir bulmaca sorusudur. Bulmacalarda karşılaşabileceğiniz "Kadının birden fazla erkekle evlenebildiği düzen" sorusuna cevap olarak poliandri yanıtı verilebilir.

kadının birden fazla erkekle evlenmesi bulmaca